
ANNECİĞİM; BENİM İŞLERİMİ SEN YAPMA! BEN YAPAYIM.
20 Şubat 2023
ÖĞRETMENİM; REHBERİM OLUR MUSUN?
20 Şubat 2023Çocuklar babaları hakkında ne düşünürlermiş; biliyor musunuz?
4 yaşında “babam her şeyi biliyor.”
5 yaşında “babam çok şey biliyor.”
6 yaşında “benim babam, senin babandan daha çok şey biliyor.”
8 yaşında “babam her şeyi bilmiyor.”
10 yaşında “babamın gençliğinde her şey farklıymış.”
12 yaşında “aslında, babam bu konuda hiçbir şey bilmiyor. Çocukluğunu anımsamayacak kadar yaşlı.”
14 yaşında “babama kulak asma. O artık çağdışı!”
21 yaşında “ babam mı? Aman Allah’ım. Hiçbir işe yaramaz.”
25 yaşında “babam bu konuda az da olsa bir şeyler biliyor, ama o yaşta bir insanın bu konuda bir şeyler bilmesi normal zaten.”
30 yaşında “bu konuda babamın fikrini alsak iyi olur. O kadar deneyimli ki”
35 yaşında “babama sormadan hiçbir şey yapmam.”
40 yaşında “acaba babam bu konunun nasıl üstesinden gelirdi? Ne kadar akıllı ve deneyimli bir insan.”
50 yaşında “babamın yanımda olması ve bu konuda bana akıl vermesi için neler vermezdim. Onun ne kadar akıllı bir insan olduğunu hiç takdir etmemiştim. Ondan çok şey öğrenebilirdim.”
(Kaynak; Tavuk Suyuna Çorba – Jack Canfield, Victor Hansen, Jennifer Read Hawthorne, Marci Shimof, Çevirmen Gülder Tümer)
Bu söylenenler doğru mu? Veya herkes için böyle midir? Bilmiyorum fakat babalarımız hakkında birçok şey düşündüğümüzü biliyorum.
Size yaşanmış bir hikâye aktarmak istiyorum.
Aile araştırmaları yapan psikoloğun dikkatini bir aile çeker. Bir baba ve iki oğlu vardır. Ancak oğullardan biri esrar kullanmaktan hapisteyken, diğeri önemli bir şirketin Genel Müdürlüğünü yapmaktadır. Bu aile ilgilerini çeker ve araştırmaya karar verir. Nasıl olur da aynı ailede yetişen iki çocuk için sonuç çok farklıdır. Sizin de dikkatinizi çekmez miydi? Çekerdi elbet…
Bu arada baba esrarkeşmiş ve esrar kullanırken ölmüş. Önce hapisteki esrarkeş kardeşe gitmişler ve ona “neden bu haldesin?” O da “babamı incelediniz mi?” Psikolog “evet inceledik. Baban esrarkeşmiş ve esrardan ölmüş” deyince mahkûm olan kardeş “BAŞKA ÇAREM YOKTU” Yani babam o halde olunca ben ne yapabilirim ki onu örnek aldım. Bende onun gibi aynı yoldan gittim demek istemiş.
Önemli bir şirketin Genel Müdürü olan kardeşe gitmiş ve ona “nasıl böyle saygın bir hale geldiniz?” O da “babamı incelediniz mi?” psikolog “evet, inceledik. Baban esrarkeşmiş ve esrardan ölmüş.” O da “BAŞKA ÇAREM YOKTU” Yani babama baktım hayatı hayat değil, ben de kendime yeni bir hayat çizdim demek istemiş.
Gördüğünüz gibi hem takip ediliyor. Hem de ihtiyaç duyuluyoruz.
Peki, çocuklarımız bizden ihtiyaçlarını karşılamak dışında ne ister?
* İletişim kurmamızı (sağlıklı, sevecen ve saygı dolu)
* Onaylamamızı (bir şey yaptığında onu nasıl yaptığını merak eder çocuk, onu da önce annesinin sonra babasının gözüne bakarak anlar)
* Motive etmemizi ( her zaman işler tıkırında gitmez, işte o zamanlarda asla pes etmemelerini sağlamak bize düşer)
* Mücadele etmeyi öğretmemizi (hayatta her şeyin çalışarak ve uğraşarak elde edileceğini, bunun için kısa yolların değil emeğin ve dürüstlüğün en önemli şey olduğunu öğretmek, tabi ki yaşayarak…)
* Destek olmamızı (ne olursa olsun bizi yanlarında hissetmek, görmek, yaslanmak ister. Her şartta kabul etmemizi, hoşgörülü olmamızı bekler.)
Yılanla gelinciğin hikâyesini bilir misiniz? Anlatayım o zaman. Yılanla gelincik kavgaya tutuşmuşlar. Ama ne kavga. Hayat kavgası gibi… Birbirlerini yaralıyorlar sonra hemen orada bulunan bir ota yaralarını sürtüyorlar ve yaraları iyileşiyor yine kavgaya devam ediyorlar. Bu durum bir müddet sürüyor. Gelinciğin yaralandığı zaman sürtündüğü otu koparıyorlar. Gelincik yaralanıyor ve hızla ota doğru geliyor. Otu yerinde göremeyince oracıkta yığılıp kalıyor. Babalarda öyle değil mi? Hayat kavgasında yaslanılan bir ağaca benziyor ancak yıkıldığı zaman anlıyoruz.
Babalar tuz gibidir. Varlıkları pek fark edilmez ancak yokluklarında her şeyin tadı bozulur. E ne yaparsın babalık böyledir işte… Babacığım, sana ihtiyacım var derken evladımız. Bizde onlara içimizden geçirdiğimiz sesi haykıralım “bizim de size ihtiyacımız var evladım”